12. Bölüm: Kırılma Noktası!

Hımm, eğer sen kazanırsan Niporan senin olur, ama ben kazanırsam, seni alırım.
                                                 Lascen- 95. Seviye ?? 


KAT 94. Gerçek Düşman I


-Küçük kuş , küçük kuş neden uçmuyorsun… Küçük kuş küçük kuş neden ağlıyorsun... Küçük kuş küçük kuş kim üzdü seni... Küçük kuş küçük kuş küçük kuş küçücük kuş...
Lascen durmadan bu sözleri melodik bir bir biçimde söylüyordu. Daha once Reyna'yı çağırdığı 94. katta sanal hayvanları izliyordu. Kaxel hemen yanında, bir kayaya sıtını dayamış, envanterini kariştırıyordu. Yüzünde sıkılmış gibi bir ifade vardi.
-Ne zaman çağırmayı düşünüyorsun? -Yaki'me azıcık izin ver, dün geceyi benimle geçirdi. -Benimle dalga geçme. Hem onu bu kadar önemseseydin öldürmek ister miydin? -Benim suçum degil ki. Kayaba benden istedi , bende görevi Reyna'ya verdigimi söyledim. -Reyna... O böcek buluşmaya gelecek mi peki? Lascen'in yüzünde küçük bir gülücük belirdi. Ayağa kalkmasıyla: -Belki evet, belki hayır... Sende azıcık eğlenmek istemez misin? Kaxel gökyüzüne doğru baktı. Bir kaç saat sonra yaşanılacak kaosu düşünüyor gibiydi... Mesaj elime ogle vakti ulasmisti. O sirada Lidia ile birlikte bir restoranda oturmus, yemek yiyorduk. Buraya gelene kadar bircok sey anlatmisti. Oncelikle Lascen ve Kaxel'ı taniyordu. Daha dogrusu tanidigini dusunuyormus. Ama onlarla ilgili herhangi bir aniya sahip degilmis. Ve gunun buyuk bir kismini bilekgimin icinde gecirmesi gerekiyormus. Bunlarin hepsini Kayaba'nin kurguladigini dusunursek gayet mantikli geliyordu. Cunku Lidia oyunda kimsede olmayan bir ozellige sahipti. Ilk ve tek okcuydu. Daha kimseyle savasmadigimiz icin yeteneklerini pek bilmiyordum ama benimle birlikte olmasi, zaten bizi yenilmez yapiyordu. Mesajda sadece "sevgilime..." yaziyordu. Bu soz durduk yere Lidia'yi sinirlendirse de mesaj ile birlikte gelen esya bizi sok etmisti. Daha once gormedigim bir kristal vardi. O kadar ender olmaliydi ki, anti kristal bolgelerinde bile calisabildigi yaziyordu. Ama kullaninca gidilebilen tek bir yer vardi... 94. Kat... Bu yazilanlari okuduktan sonra yutkunmustum. Hic bilmedigimiz bir kata, dusmanlarin tam ortasina gidiyorduk. Masadan kalktik. Lidia birlikte disari cikarken koluma yapisti. -Bunun bir tuzak oldugunun farkindasin, degil mi? -Tabi ki... Ama gitmemiz gerektiginide biliyorsun. -Evet. Ben,sadece... Seni koruyamazsam diye endiseleniyordum... -Merak etme, sadece, eger isler yolunda gitmezse senden sunu istiyorum. Buyuk ihtimalle icimdeki canavar serbest kalicak. O zaman, kacmalisin. Uzaklasabildigin kadar uzaklas. Sonrasinda ise, eger kimse beni durduramazsa, öldur beni. -Ne? Hayir yapamam, Yakea! Son cumleyi dedikten sonra coktan kristali kullanmistim bile. Benim icin kimsenin aci cekmesini, kendisini feda etmesini gormek istemiyordum. Su oyunda bulundugum 15 ay boyunca, cesitli zorluklar atlatmis, hepsinide baskalarinin yardimiyla yapmistim. Artik onlarin yardimlarina karsilik vermenin zamani gelmisti... -Lascen! -Yakki! Seni ne kadar özledim bilemezsin! 95. Seviyeye, dogrudan Lascen'in yanina isinlanmistim. Lidia ondan istedigim gibi bilekligin icinde bekliyordu. Lascen'e cok ciddi seslenmeme ragmen beni sanki sevgilisi gibi karsilamis, yanima kosarak sarilmisti. Tepkisiz duruyordum. Sarilmasi umrumda degildi. Her ne kadar Lidia'nin kalbinin kirildigini bilsemde elimden geldigince sogukkanli davranmaliydim. -Istedigin gibi geldim. Simdi ne olucak? -Öf cok sıkıcısın. Halbuki bende eglenecli birseyler planlamistim. -Ha? -Kaxel senin nasil dovustugunu anlatinca seni gormeden asik olmustum. Simdide seninle kucuk bir oyun oynamak istiyorum. Hem buyuk bir surprizimde olucak. -Surprizin umrumda degil. Ama oyun oynamak istiyorsan, belli bir odul de olmali, degil mi? -Aklimi okuyorsun. Oyunumuzun adi,"Kafesin icindeki kus" . Şu an 95. Katta oldugumuzu sende iyi biliyorsun. Kaxel, sen ve Lidia 93. Seviyesiniz. Ben ise 95... Bu katin ozelligi, bir kez gelindikten sonra sadece tek bir cikisin olmasi. Onun haricinde hic bir isinlanma kristali calismaz. Ve ikimiz arasindan hangisi once varirsa, o kazanir. Esitlik olsun diye karakterine seviyenin haritasini yukledim. Sorun var mi canim? -Tek yapmamiz gereken kosmak mi? -Ve rakibi engellemek. Seni sevdigim icin gardimi indirecegimi sanma sakin. -Peki kazanan ne alicak? -Hımm, eğer sen kazanırsan Niporan senin olur, ama ben kazanırsam, seni alırım. -Ha? -7/24 beraber oluruz, super degil mi? -Belki ruyanda. -Ya, kalbimi kiriyorsun boyle davranarak, neyse teklifimi kabul ediyor musun? Evet? Hayir? Onumde yine bir engel, yine bir kumar vardi. Ama simdi geri cekilirsem butun planim altust olurdu. O kilica ihtiyacim vardi. Kayaba'yi yok etmek icin, onu ele gecirmem lazimdi -Teklifini kabul ediyorum. Peki ya cikisa vardigimizda ne olucak? -Ah cok soru soruyorsun... Cikisa varan degil cikabilen dedim, degil mi? -Hey! Dur, napiyorsun? Bir anda arkama gecip sirtimdan itmisti. Kizmak icin arkama dondugumde ise coktan gitmisti. Kayaliklarin arasinda yalniz basima duruyordum. Ilk cikisa varan degil cikabilen demisti. Bu panik yapip cabuk olmamin gerekmedigi anlamina geliyordu. Tahminime gore cikista bir sey vardi. Ama once oraya varmaliydim. Karakter sayfamdan haritaya baktim. Isaretli nokta buradan cok uzakta degildi. Ama yuruyerek gunumun yarisini alicak gibiydi. -Gercekten, kimin dost kimin dusman oldugunu anlamak cok guç...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder