8. Bölüm: Yıkım II

Bu güç... Bu kader.... Hepsi birer saçmalıktı....
Yakea- 65. Seviye Oyuncu

KAT 28  Yıkım II

Canım sarı alandan kırmızı alana düşmüştü. Bu savaşta herhangi bir kristal kullanmak kural olarak yasaktı. Ne o ne de ben normalde iyileşemiyor olmalıydık. Tabi onun bir de bu yeteneği vardı.
Yerde, savunmasız bir şekilde yatıyordum. Kombonun bir kaç dakika sonra tekrar kullanıma girmesi lazımdı. Ama benim bir kaç dakikam yoktu. Her şey artık bitmişti...
O his... yine içimi kaplayan bedenimi yavaş yavaş ele geçirmeye başlayan o his git gide güçleniyordu.
Onu Bensiz Yenemeyeceğini Biliyorsun
-Hayır, benden uzak dur!
Yerde kendi kendime konuşuyor, bu duyguyla savaşıyordum. Eğer kontrolü ona verirsem bir daha geri dönüşüm olamayabilirdi. Bundan bir şekilde kesinlikle emindim.
Kaxel'ın beklemeye niyeti yok gibiydi. Yapması gerekeni yapmak için yanıma geliyordu.
-Hayır! Bir daha izin vermiyorum. Kontrol bende!
Şu an iki düşmanla savaşıyordum. Biri içimdeki, diğeri tam üstümde "Berserk" yeteneğini kullanmaya hazırlanan Kaxel'dı.
İkisine birden yenik düşemezdim. Ya hayatımı feda edecek, ya da bir canavara dönüşücektim.
Çaresizdim... Yalnız... Zor durumda....
Bu güç... Bu kader.... hepsi birer saçmalıktı....
Bu oyunu.... beni buna çevireni....
Gözlerim daha fazla dayanamadı. Kapanmalarıyla beraber, bir damla yaş gözümden yanağıma doğru kaymaya başladı.
Kimsenin beni kurtarmaya geldiği yoktu. Sanki üçüncü bir sanal dünyadaydık. Dışarısı ile bağımız kesilmiş gibiydi, sadece bir bot ve bir oyuncuyduk.
Kaderimi bekledim. Bir canavara dönüşmeyecektim...
Kaxel elini kalbime sapladı. Berserk yeteneği, yanındaki düşmanın az kalan canını kökünden sökmek için yapılmıştı. Bende yoktu. Hiç bir zaman olmasını da istemezdim...
Can barımdaki son %1 lik canla beraber ölüme hazırlandım...
Ve oyunun kaderini kökünden değiştirecek başka bir olay oldu...

Calist V2 , daha önce parlamadığı bir kırmızıda parlamaya başladı.
Parlamasıyla beraberde bir şok dalgası yaratıp etrafımdaki her şeyi fırlattı. Kendi kendine çalışıyor gibiydi. Ama hiç bir şey göremiyordum. Yarattığı duman hem Kaxel'ın hemde benim görüşümü sıfıra indirmişti. İki saniye sonra, parlaması bittiğinde ise hayatım boyunca unutamayacağım başka bir görüntü vardı.
Yeni ışınlanan birinin altında oluşan beyaz rengindeki büyü halkası, yeşil bir şekilde parlıyordu. Üstünde ise , kıpkırmızı saçları beyaz eteğinin altına kadar inmiş, sırtında daha önce görmediğim tarzda bir kılıf taşıyan , uzun boylu, tahminen 18 lerinde olan bir kız duruyordu. Biraz eğilerek bana bakmaya başladı. Kırmızı gözleri, biraz endişeli ve
ağlamaklı bakıyordu. Ama üzüntüden mi yoksa sevincinden mi belli olmuyordu. Elini kalkmam için uzatmıştı.
Sanki bir dakika önce yaşadıklarım rüyaydı...
Şu an ise karşımda bana yardım etmeye çalışan, dünyanın en güzel kızı duruyordu....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder