16. Bölüm: Kaderin Belirleyemediği...


Tam arkamda Kaxel gözü dönmüş bir şekilde bana bakıyordu. Bilekliği yemyeşil parlıyor, 100 seviye olduğu ise üstündekilerden anlaşılıyordu.
Yakea- 100. Seviye Efsanevi Oyuncu

Yıldız Tozu I Her Şeyin Başladığı Ve Bittiği Yerde
Kayaba... Ve o klanı... Benim onun gercek kimligini ogrendigimi biliyor muydu? Emin degildim... Ama kesinlikle gerceklesecek tek sey son savasimiz olacakti. Ya biz kazanicaz ve bu oyuna bir son verecektik, ya da o kazanicak vebizim olumumuzle sonuclanacakti. Lidia, benimle gelmemesi, onu kendi basima alt edebilecegimi soylememe ragmen gozlerindeki ciddilikten hic bir sey yapamiyordum. Kendini bana borclu hissediyor olmaliydi. Yasanan onca seye ragmen, yine de yanimdaydi iste... Bana ulastiktan sonrada hic ayrilmamisti. Ve bu son savasta, oyundaki tek yay kullanibilen 100.seviye karakter, Lidia, benim yanimda olacakti. Benimle tanistiginda dedigi gibi, ben o kat canavarini tek basima yok edince nasil 100. Seviyeye ulastiysam ayni sekilde o da 100. Seviye olmustu. Ve tabi ki Kaxel'da... Onun icin endiseleniyordum, aslinda oyundaki herkes icin gecerliydi bu... Eger diger insanlara kayabanin aslinda kim olduğunu söyleseydim , başlarına neler gelebilir tahmin bile edemiyordum. Zaten benden başka anlayan var miydi, ondan bile emin degildim. Basarmaliydim. Herhangi bir planim ya da gorevim yoktu. Tek amacim, yoluma cikan herkesi desip gecmekti. Masumlar icin ne kadar endiselensemde, 8 bin kisiyi oldurmus bir katil icin ayni soz gecerli degildi. Onu nerede bulacagimi gayet iyi biliyordum. 67. Seviyedeki Knights of the Oath klaninin basiydi. Ve onu klaninin icinde yok edecektim. Sonucta, manyak bir suikastciydim. Iceri Lidia ile beraber gizlice sizabilir ve kimseye zarar vermeden bu oyunu bitirebilirdim. Yola cikmamiz uzun surmemisti. Yarim saatte isinlanma gecidine varmis ve ben 10 dakikada da klanin kapisina kadar ulasmistik. Simdi hersey 100. Seviyede gelen "niporan" in ozel gucune bagliydi. Eger basarabilirsem, kimse zarar gormeden oldurebilirdim. Ama su an o kadar sansli degildim... Tam arkamda Kaxel gozu donmus bir sekilde bana bakiyordu. Bilekligi yemyesil parliyor, 100 seviye oldugu ise ustundekilerden anlasiliyordu. Kayaba'ya ulasmadan once Kaxel engelini gecmem lazimdi. -Benimle savasmaya mi geldin? -Savasmak sana yapacaklarim yaninda az kalir! Sen... Lascen'i öldürdün. Onun intikamini kendi ellerimle alacagim. Gercekte ne oldugu hakkinda hic bir fikri yoktu. Lascen'in ne yapmaya calistigi hakkinda da bir sey bilmiyordu. -Madem oyle, bu savas aramizdaki son savas olucak. Kaxel! 94. Seviye canavari! Bugun ikimizden biri, piksellerine ayrilicak. Bunun kim oldugu, sana bagli. -Salak! Seni en basta uyarmama ragmen oyunu Kayabanin on gordugu sekilde oynadin. Ben 100. Seviye olunca ne olucagi hakkinda hic bir fikrin yoktu. Ve simdide bunun cezasini, Lidia ile beraber cekiceksin! Bilekligini aktiflestirmesiyle, yesil bir kamci olusmustu. Bu oncekilerden daha farkliydi. Ama ne guce sahip oldugunu bilmiyordum. Bilekligimi aktiflestirmemle beraber yanimda Lidia, okuyla hazir sekilde belirmisti. Ayni zamanda, Lascenden kalan tek hatira, Niporan, ve sag elimde, holografik mavi kilicim, parliyorlardi. Kaxel, birkacina ayni anda basarak bizi baska bir sanal ortama tasimisti. Ayni mekanda, ama farkli bir boyuttaydik. Ve, kamcisini bize dogru sallamisti. -Yakea! -Tamam. Geriye dogru takla atmıştım. Bir anda önumde kocaman bir krater olusmustu. Eski halinden cok daha gucluydu. Ama bu, ona avantaj saglayacagim anlamina gelmiyordu. Yanina girmeliydim. Swift yetenegini kullanarak kisa sureligine bir hizlandirma acmistim. Durmadan kamcisini salliyor isabet ettirmeye calisiyordu. Bir an once 2. Sans yetenegini kullandirtmassam, savasin sonu farkli bitebilirdi. Sag, yukari ve geriye... Yaptigi saldirilari degisik sekillerde engelliyordum. Aramizda bir kac metre vardi. -Butun gucun bu kadar mi? Diye dalga geciyordum. Bir an once ne sakladigini ogrenmeli ona gore plan yapmaliydim. -Daha yeni isiniyor... -Lidia simdi! O kucuk ani firsat bilerek Lidia ya bekledigi sansi vermistim. Ok kilifindan cektigi mavi ok isik hizinda Kaxel'a carpmis ve tahmin etmedigim miktarda canini goturmustu. Ya Lidia cok gucluydu, ha da bu iste bir terslik vardi. Normalde Kaxel uzaktan savasabilen bir tankti. Niye cani bu kadar azdi peki? Cani azsa isini bitirmek daha kolay olurdu. Ama bu seviyede, kesinlikle baska bir sebebi olmaliydi. Ve ne oldugunu en kisa surede ogrenmem gerekiyordu. Swift, yetenegini kullanarak iyice dibine girmis ve bir kombo saldirisi duzenlemeye calismistim. Ilk 3 saldiri isabet ettikten sonra cani kirmizi alana dusmus ve ve tek vurusluk omru kalmisti. -Her sey buraya kadarmis Kaxel... Kilici karnina seri bir sekilde saplamistim. Amacim ikinci sansi kullanmasina neden olmakti. Ama oyle olmadi. Kaxel kahkaha atarak kilici tek eliyle cikardi ve Lidia'nin kullandigi oklara ragmen can seviyesi bir milim oynamadi. Onun yerine yer sarsilmaya ve catirdamaya baslamisti. Geri cekilmek zorunda kaldim. Cunku bir süre sonra daha once gormedigim bir seviye canavari, benden tam on kat buyuk bir sekilde, elinde dev palasiyla, sirtinda Kaxel ile birlikte dikiliyordu. Sonrasinda ise baska bir beklenmedik olay oldu. Kaxel'in bilekligindeki kamcilardan bir kaci, yereen cikarak beni ve Lidia'yi etkisiz hale getirdi. Bu, Reyna'nin o gun kullandigi saldiridan bir farki yoktu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder